• odtu mezunuyum...
    yazdiklarina da oturduğum yerlerimle guluyorum...
    edit girilmiş ben de gireyim...
    kim olduğunu ne olduğunu bilmesek adam yerine koyup yazardım ama gerek yok...
    girişmediğin yapmadığın işte fikir belirtmeyi de iyi bilirsiniz... benim en çok midemi bulandıran şey bu 4 üniversitelik arazi çıkar denilen üniversitenin mezunlarının yaptığı eserlerin parti sayfasında propagandasını yapmaları... milli gemi, milli tank, milli füze... şöyle oldu böyle oldu... sonra odtü boğaziçi sçmürge yuvası, ingilizce eğitim veriliyor... bir sürü üniversite var memlekette... gidin inönü üniversitesinden mezun olanlara yaptırın milli füzeyi... fikrime de laf edilmiş... hayatımda fikrime başvuran insanları görmen için natodan klerans alman lazım...
    şimdi git ötede oyna trollcülüğünü...
  • odtu mezunu değilim ama bölümümü ingilizce okuyorum. evet belli bir süre sonra hayal gücünüzü kısıtlayabiliyor fakat, daha çok kaynak, daha çok bilgiye sahip olma imkanı var. türkçeye çevrilmiş berbat seviyedeki kitaplar yerine orjinal dilinden okumak daha kolay ve anlaşılır.
  • bilimin dili ingilizcedir diyeni ıslak odunla kovalarlar.
    ticaretin, teknolojinin dilidir ingilizce basit kurallarla kolayca anlasabilmenize yarar. teknoloji ile bilim aynı şeyler değildir. telefon geliştirmekle atom parçalamak arasındaki net fark vardır aralarında.
    bilim için illa bir dil araniyorsa o, almancadır, fransızcadır.
    yabancı dilde eğitim de evet somurgecilik mantığıdır ve bu bilimsel verileri turk diline çevirmeyen, araştırmaların bu dilde yapılmasına engel olanların, batı hayranlarının işidir. yoksa bu ülkede dili zenginleştiren onlarca insan geldi geçti, hangisine kim sahip çıktı?
    türkçeyle bilim yapamazsınız demek bilimin doğasına aykırıdır. siz türkçe ile bilim yapmaya başlayın gerektiği yerde dil evrilecektir.
    bugün sizin öğrenmesi çok zor dediğiniz diller sıkıntıdan o hale gelmedi, hukuk, ticaret, bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerle kültürel değişimlerle meydana geldiler.
  • bilginin serbest dolaşımın had safhaya ulaştığı 21.yüzyılda, ve bilgi ve ar-ge'siz gelişmenin imkansız olduğu bir dünyada ülkelerdeki eğitmenlerin ve öğrencilerin dünyanın genel dilini ana dilleri seviyesinde bilmelerini beklemek kadar doğal bir şey yok.

    hangi meslekte dünya gündemini takip etmeden gelişebilirsiniz ve geliştirebilirsiniz ki? gelişmenin temel yolu geçmişte ve günümüzde olan bitenlere hakim olmak, çok çeşitli kaynakları araştırabilmektir. bunun için de ana dil gibi bilinen ingilizce gerekmektedir.

    dünya halkları kültürlerini kaybetmemeli, onlara da sahip çıkmalıdır ama milliyetçilik ve ırkçılık soslu sloganlar ile bilgi dolaşımını engellemek akıl karı değildir.

    uzun vadede dünya barışı ve güzel bir gelecek için tek yol sınırların ve farkların kalkması, yani tek devlet iken globalleşmeyi ve insanların yakınlaşmasını sağlayan ortak bir dilin iyi bilinmesine karşı olmak çok ahmakça.
    dünyada geçtiğimiz asırlarda bir sürü dogmaya, şu an hiçbirinizin benimsemeyi aklından bile geçirmediği bir sürü fikre insanlar şartsız koşulsuz sarılmıştı, ve hepsi terk edildi. çünkü geri fikirler unutulmaya mecburdur.
    tıpkı "yabancı dilde eğitim sömürge göstergesidir" gibi aşırı bağnazlık kokan fikirler gibi.

    evet, yabancı dilde eğitime 100 sene önce sömürgecilik diye bakılabilirdi ama şu an hepimizin bizden binlerce mil ötedeki fikirlere bile tek tık ile ulaşıp anlamamızı sağlayan bir araca karşı olmamız çok mantıksız.
  • 21. yüzyıldaki dünyayı 19. yüzyıl terminolojisiyle açıklamaya çalışan bir sav.
  • oktay sinanoğlu dil konusunda boş boş, bomboş konuşan bir insandı. dediklerini ciddiye almak için tek bir sebep yok. hadi şimdi herkes kendi evrenkentine dönsün.
  • 28 yaşında prof olmuş ve bu özelliğiyle dünyanın en genç profu ünvanını elinde bulunduran oktay sinanoğlu'nun bu alandaki çok değerli düşünceleri:

    yabancı dilde eğitim ihanettir.

    (bkz: http://www.turkalemiyiz.com/asil/1001.asp?id=234)
  • (bkz: lingua franca)* denilen olgudan bihaber kişi serzenişi.
  • yabancı dil öğrenmek ile yabancı dilde eğitim farklı şeylerdir. sapla samanı karıştırmanın anlamı yok. öncelikle bu iki kavramın ayrılması lazım.

    efendim kalite düşer, literatürdeki kavramlar, yurtdışı... itü bundan 5 yıl kadar önce %100 ingilizce eğitime geçti, 2013'te de makina mühendisliği dahil olmak üzere tekrardan bu bölümleri kapattı. ne itü makina 2009'dan önce kalitesiz bir bölümdü, ne de mezunları literatürden anlamayan insanlardı. kaldı ki şu an itü'de türkçe eğitim verilen bölümlerde ders kitaplarının neredeyse tamamı ingilizcedir. bunun yanında birebir çeviri veya türk hocaların yazdığı kitaplar olsa da hocalar genelde ingilizce olanını tercih ediyorlar. yani istese de istemese de ingilizce bilmek zorunda zaten herkes.

    öte yandan almanya bunun için örnek teşkil edebilir. ileriye gitmek, gelişmek için illa ingilizce eğitim şart değil. bugün almanya'nın en iyi teknik üniversitesi tum'da almanca eğitim verilir. bu durum mezunlarını diğer dünya üniversitelerinden geri bırakmaz. mesele disiplin, istikrar ve verimli çalışmaktır. hangi dilde olursa olsun.

    bilimin dili de ingilizce filan değildir. hangi dili konuşan milletin etkisindeyseniz o dil etrafınızda popüler olacaktır. rusça ve almanca bugün eski sscb ülkelerinde ingilizceden daha yaygındır. almanya'da eğitim dili üniversitelerde baskın olarak hala almancadır. fransızlar bundan çok da farklı değiller.

    hangi dilde eğitim görürseniz görün, yeter ki yaptığınız işi en iyi şekilde tamamlamaya çalışın. bu tür populist söylemlere de prim vermeyin.
hesabın var mı? giriş yap